Aşure Geleneği

Anadolu, Balkanlar, Ortadoğu ve Orta Asya coğrafyasında yaşayan halklar arasında pişirilen Aşure; Aşır-aşura-âşûrâ gibi isimlerle bilinmektedir. Aşure’nin yapılışının, Nuh tufanında, gemiden karaya çıktıktan sonra kalan malzemelerle pişirildiği  ve dağıtıldığı kaynaklarda belirtilmektedir.  Muharrem ayının onuncu gününden itibaren pişirilen aşure’nin pişirildiği evde bereketin artacağına ve pişiren kişinin sıkıntılarından kurtulacağına inanılmaktadır. Aşure, pişirildiği toplumun kültürel özelliklerine ve ekonomik yapısına göre lezzeti ve yapılış yöntemleri şekillenmektedir.  En az yedi malzeme ile pişirilen aşure, Bursa’da  genellikle buğday, kuru fasulye, nohut, pirinç, kuru üzüm, kuru incir, elma, ayva veya portakal, şeker, gülsuyu, karanfil suyu, ile pişirilir, üzeri  tarçın, ceviz, nar, kuş üzümü, badem, kestane ile süslenir. Geleneksel tariflerden olan kestaneli aşure için, kestane ayıklanıp haşlandıktan sonra haşlanmış bakliyatlar ile birlikte aşureye katılır, haşlanmış kestaneler aşureye lezzet katar, ayrıca aşurenin üzeri de kestane ile süslenir.

Muharrem ayının onuncu gününden itibaren Bursa’nın İl merkezi, İlçeler ve Köylerde yaygın olarak pişirilen aşure, kent merkezinde Cuma günleri Cuma namazı çıkışında kurumlar yada hayır yapmak isteyen kişiler tarafından dağıtılmaktadır. Aşure Muharrem ayı dışında adak, şükür ve  bereket için de pişirilmektedir.